_YAŞAM

_ Hey sen küçük çocuk bakar mısın?

– Kim ! ben mi?

– Evet sen küçük çocuk!

-Sizce ben küçük bir çocuk muyum?

-Evet küçük bir çocuksun.

-Lütfen gözlerinize bir baktırır mısınız? Kocaman kadınım görmüyor musunuz?

-Evet görüyorum. Kocaman kadınsınız ama bir dönüp bakar mısınız kendinize oturmuş ağlıyorsunuz çocuk gibi.

-Yaşamak nedir sizce?

-Yaşamak mı? Göreceli bir kavram kime göre neye göre cevaplamalıyım.

-Göreceli mi? Lütfen ama yaşamak; uyuyup uyanmak, yemek içmek, ödemeler için koşturmak değil mi?

-Öyle mi ben bu şekilde düşünmemiştim. Bir bakış açısından öyle gözükebilir ama ince ayrıntılarda var hayatta mesela ;

Otobüs durağına doğru yürüyorsun etrafında insanlar birisi koşuyor heyecanlı, stresli birisi sakin bir şekilde yürüyor ve sen onların arasında öylece duruyorsun. Hayal et güneş gözlerini kamaştırıyor, sesler yavaş yavaş kulaklarında kısılıyor hafif bir tebessüm müziğin sesi dünyanın sesi gibi çalıyor her yerde .

Hayat çok güzel ,nefes almak yaşamak çok güzel…

Sevilay BALCI KILIÇ

-HAYAT SESLERİ-

1.Bölüm;

Tıkır tıkır tekerlek sesleri her yer soğuk, çok soğuk… üşüyorum… sonumun ne olacağını henüz bilmeden gidiyorum. Üstümde mavi bir örtü ve çıplağım, çırılçıplağım…Başımda bir kişi gidiyoruz. Adeta korkuyorum hemde çok.. Dilimden kalbimden dualar akıp gidiyor.

Etrafımda beş kişi sona doğru hazırlanıyorum. Anlamsız seslerle dolu bir odanın içindeyim. Gözlerim sorgular gibi bakıyor her yere. Başımdaki bir doktor; -“Sakin ol, korkma birazdan uyuyacaksın ve uyandığında bütün endişelerinden, korkularından kurtulmuş olacaksın.”

-Gerçekten mi? Bitecek mi herşey? Hayatım eskisi gibi olacak mı?

Doktor; – O kadarını bilemem ama her şey güzel olacak.

Herkes “Hazırız doktor bey ” deyince,

Anestezi uzmanı ise; “Rahat ol saymaya başlayınca uyuyacaksın.1 , 2, 3 derken uyumuşum…

Ruhum bedenimden ayrılmış kendimi izlerken herkes bir şey yapıyor. Sürekli birbirlerini benim anlamadığım terimlerle yönlendiriyorlar. Ne oluyor ben nasıl? Anlayamıyorum… Çocuğum, çocuğummm! ….

                                         2. Bölüm;

Çok şükür !…

Allahım! yavrum benim canım oğlum dikkat et ! doktor yavaş yavaş! Sen mucizesin bebeğim mucize! Çok tatlısın mis kokulum ağlatmayın hemşire hanım ağlatmayın…

Doktor: Hemşire hanım hemen çocuğu hazırlayın sevk ediyoruz. Yoğun bakıma bilgi verildi mi?

Hemşire : Her şey hazır doktor bey.

Çocuğumu nereye götürüyorsunuz , çocuğummm

Doktor: Hastanın rahmini almamız gerekiyor. Olmuyor , Prof. Mete beyi arayın hemen!

Hemşire: Bilgi verdik, geliyor.

Ne oluyor , neyi yapamıyorsunuz? Ben yaşayacak mıyım? Bebeğim nerede? Cevap verin? Sesimi duyan yok mu?

Bir ses geliyor Allahım ne oluyor kim bu ?

-Güzel kızım sakin ol Allah seninle unutma! Çocuğun iyi daha iyi olması için uğraşıyorlar. Sen de iyi olacaksın. Sabret , tevekkül et!

Sabret, tevekkül et!

Allah’ım canım çok acıyor. Dayanamıyorum. Bu ses ne tıkır tıkır. Gözlerim niye kapalı. Aç Sevilay gözlerini aç!

Sevilay: Anne , annecim!

Annem: Kızım çok şükür.

Sevilay: Anne bebeğim, bebeğim nerede?

Annem: Başka bir hastaneye yoğun bakıma götürüldü. İyi ama kızım sen iyileşmeye bak.

Sevilay: Canım bebeğim hızlıca iyileşip seni kucağıma alacağım mis kokulum.

(Aradan 3 gün geçer.)

Bugün bebeğimi göreceğim çok heyecanlıyım. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi. Gözyaşlarımı tutamıyorum.

                                           3.Bölüm;

Allah’ım işte orada sarı kuzum melek gibisin benim bebeğim o benim bebeğim, mis kokulum. Hemşire hanım kucağıma alabilir miyim? Bir de bu hortumlar çocuğumun canını çok yakıyorlar mı?

Hemşire: Hayır acıtmıyorlar merak etmeyin. Alabilirsiniz ama siz hasta mısınız? Hastaysanız sizi dışarı almamız gerekiyor.

Sevilay: Hasta değilim ağladım da ondan dolayı. Gel bakalım miniğim canım yavrum…

Hemşire: Maşallah çok tatlı biz SARI CİVCİV olarak seviyoruz. Bütün doktorlar, hemşireler çok seviyor.

Sevilay: Kuzum benim sarı civcivim. Ne zaman alabilirim bebeğimi , durumu nasıl?

Hemşire: İyi ,tek başına nefes alabiliyor. Yarın bebeğinizle burada bir gece geçirmeniz lazım. Bebek anne uyumu ve beslenmesini izlememiz gerekiyor. Sorun olmaz ise ertesi gün çıkarabilirsiniz bebeğinizi.

Sevilay: Tamam olur.

Hemşire: Doktor hanım geldi durumunu size açıklayacak şimdi.

Doktor: Sarı Civcivin annesi misiniz? Çok tatlı maşallah.

Sevilay: Sağolun. Durumu nasıl?

Doktor: Kendi başına nefes alabiliyor, cihazdan ayırdık. Gelişimi güzel , her şey normal gözüküyor. Ama yarın bebeğinizle vakit geçirmeniz gerekecek hemşire hanım anlatmıştır.

Sevilay: Evet anlattı, bende kabul ettim.

Doktor: Tamam o zaman Sevilay hanım yarın görüşmek üzere. Ha ! bir de Mete Bey’den duydum ameliyat zor geçmiş ama rahimi kurtarmışlar, sevindim izin adınıza . Biz kadınlar için çok önemli bir şey .

Sevilay: Teşekkür ederim doktor hanım evet Mete Bey çok iyi bir doktor. Gece gelip rahmimi kurtarmak için çok uğraşmış. Anneliğin özel olduğunu hep söyler. Şimdi daha iyiyim.

Doktor: Çok geçmiş olsun.

                                              SON;

Minik yavrum bebeğim tevekkülümün sonucu. Sana hamd olsun Ya Rabbim…

Veeeee

Bebeğim ile çok zor ve güzel bir gecenin ardından evimize gidiyoruz.

Mutluyum,  Mutluyuz…!!!!

                                                                       Güzel bir SON!!!!!! ( Yaşanmış bir hikaye)

Sevilay BALCI KILIÇ

Yarışma Masalım

-HELENA-

Evvel zaman içinde , kalbur saman içinde; pireler berber, develer tellal iken , ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir ses duyuyorum etrafıma bakıyorum kalbim deli gibi atıyor durduramıyorum. Merak içinde ilerliyorum, ilerliyorum etrafımdaki karanlık yemyeşil bir ormana dönüşüyor. Gözlerimi alamıyorum vavvvv süper bir orman…

Ses devam ediyor merak içinde etrafa bakarak ilerliyorum. Yerden yavaşça ayağa kalkan geyik tüm güzelliği ile gülümsüyor bana. Yavaş yavaş yanına yaklaşıyorum bana bakıyor ve boynundaki haritayı gösteriyor. Yavaş bir şekilde severek haritayı alıyorum. Haritada bir yol olduğunu görüyorum. Ağaçlarla dolu yoldaki geyikle yola çıkıyoruz. Sakin , sessiz yanyana sevgi dolu  huzur içinde ilerler iken yolun sonuna vardığımı babamın karşıma çıkması ile anlıyorum.

Paha babam; ” Helena kurtlar var dikkat et .” diye sesleniyor. O esnada etrafımızı birden kurtlar sarmaya başlıyor ve çok korkuyorum…diyerek önüme çıkan geyiğe sarıldım. Geyik ise beni yavaşça iterek önüme geçti. 3 kurt çevremize saldırıyorken o kadar çok ses çıkartıyorlardı ki… Adeta yerimden kımıldayamıyordum. O sırada birden öyle bir ses koptu ki gözlerimi aralayarak etrafa baktım. Geyik sesi ile bütün kurtları kaçırıyordu. Daha sonra kurtlar hızlı bir şekilde etrafımızdan kaçtılar. Ben şaşkınlıkla geyiğe bakarken o arada Paha babam yanıma geldi. Huzurlu bir şekilde hep beraber ormana doğru ilerlerken bir anda beni koruyan geyik annem Hapa oluyor. Orman evimize dönüşüyor. Etrafta gülümserken birden annemin sesini duyumsuyorum.

“Canım yavrum huzurlu uykundan uyanmanı bekliyorum. Lütfen UYAN.” derken gözlerim yavaş yavaş açılıyor ve bir rüyada olduğumu farkediyorum. Ailem ve evim karşımda duruyordu.

Anneciğime “Sizi çok seviyorum” diyerek sarıldım. Mutlu , mesut yaşamımızı sürdürdük.

                                                                                           Sevilay Balcı KILIÇ

İHANET

Melis her zaman ki gibi şirketin yolunu tutmuş. Mehmet, Melis’in odasına girer ve yazılar defterinin kopyasını alır. Çok telaşlı , biraz kızgın ve kendini kötü hissetme duyguları ile odadan çıkar.

Mehmet: Zehra kopyaları aldım. Birazdan her zaman ki yerimizde buluşalım. Kendimi çok kötü hissediyorum. Ama senin de sorunlarından kurtulmanı istiyorum.

Zehra: Teşekkür ederim Mehmet. Bir daha asla olmayacak söz veriyorum. Tek seferlikti. Biliyorsun çok zor durumdayım.

Mehmet: Biliyorum onun için yapıyorum ya zaten farkındasın değil mi? Sevdiğim kadına kötü şey yapıyorum.

Zehra: Farkındayım. Sen merak etme ben açıklarım. Görüşürüz.

Kafede Mehmet Zehra’ya kopyaları verir. Çok üzgün olduğunu söyler. Zehra onu teselli eder. Sonra tekrar görüşmek üzere ayrılırlar. Zehra şirkete doğru yol alır. Kopyaları bilgisayarına aktarıp yayımlanması için müdürden onay ister. Müdür yazıları çok beğenir ve onay verir.

Zehra çok mutlu olur ve ona verilen söz 2 maaş + ikramiye alacağı için sığamaz şirkete. Mehmet’i arar.

Zehra: Mehmet yazılar çok beğenildi ve birazdan yayımlanacak. Çok mutluyum. Para konusu da söz verildiği gibi bugün hesaba aktarılacak. Çok teşekkür ederim.

Mehmet: Senin adına çok sevindim. Bakalım akşam ben ne yapacağım?

Zehra: Melis seni anlayacaktır. Sonuçta bana yardımcı oldun. Üzülme.

Mehmet: Tamam görüşmek üzere. İyi günler.

Melis , Asistanın hızlı bir şekilde odasına girmesiyle kötü bir şey olduğunu anlar. Ne oldu Yılmaz?

Yılmaz: Melis hanım sizin üstünde çalıştığınız yazılar Sim Dergisinde Zehra Hanım tarafından yayımlanmış.

Melis: Nasıl yani? Olur mu öyle şey?

Yılmaz: Bakın isterseniz siteye?

Melis , siteye girdiğinde şok olur. Bunlar benim yazılarım ama nasıl olur? Nasıl olur? Çabuk bana Zehra Hanım’ı bağlayın çabuk?

Yılmaz: Peki Melis hanım.

-Zehra hanım merhaba ben Er dergisinden Yılmaz . Melis hanımın asistanıyım. Sizinle görüşmek istiyor. Hatta kalın lütfen!

Zehra: Tabii memnun olurum bağlayın.

Melis: Merhaba Zehra hanım bugün sitede yazılan yazılar bana ait nasıl olur da sizden yayımlanır?

Zehra: İyiyim teşekkür ederim. Evet size ait ama bana getiren kişi çok yardımcı oldu sorunlarım vardı. Dostum o benim.

Melis: Kim peki dostunuz olan? Öğrenebilir miyim haini?

Zehra : Hain demeyelim lütfen. Bana yardım etmek için yaptı. Mehmet sizin sevgiliniz. Biz sizinle tanışamadık ama benim en iyi dostlarımdandır.

Melis: Ne Mehmet mi? Nasıl yani benim sevgilim olan Mehmet mi? Bana ihanet eden Mehmet mi?

Zehra: İhanet demeyelim!

Melis: Evet hem ihanet hem de hırsızlık diyelim. Ne demek bu ya benimle direkt konuşsaydınız keşke yardımcı olabilirdim belki size.

Zehra: Özür dilerim. Konuşmak istedim ama yapamadım. Mehmet’te böyle yapalım dedi. Özür dilerim.

Melis: Lütfen daha fazla konuşmayın. Bunun özrü de olmaz. Hoşçakalın.

Melis o kadar sinirlenmiştir ki yerinde duramaz ve eve gider.

Melis: Mehmet ben eve geçiyorum çabuk eve gel ama çabuk.

Mehmet: Tamam hemen geliyorum.

Melis eve girer ve sinirli bir şekilde koltukta oturur. Mehmet gelir az sonra.

Mehmet: Ne oldu Melis neden çağırdın?

Melis: Ne mi oldu ! Allah aşkına benim yazılarımı kopyalayıp Zehra’ya veriyorsun ve ne mi oldu diyorsun Nasıl ya!!!

Mehmet geri çekilir ve tedirgin bir şekilde .

Mehmet: Evet verdim yazıları ama çok ihtiyacı vardı. Biliyorum yanlış yaptım. Özür dilerim. Seni çok seviyorum.

Melis: Ne ihtiyacımı vardı. Bana söyleseydin yardımcı olmaya çalışırdık. Özür mü? Komik olma. Sevmek mi çık..çık..çık..!

Mehmet: Lütfen aşkım anla seni seviyorum .Seni çok seviyorum. Melis gerçekten seviyorum anla lütfen..

Melis: Sen sanki beni gerçekten seviyorsun da . Lütfen ama sus bana aynı cümleleri söyleme sıkıldım senden.

Mehmet : Ama aşkım ( Pişkin bir şekilde)

Melis: Ne ama aşkım benimle dalga mı geçiyorsun? Benim yazdığım bütün yazıları diğer yazara vermişsin. O senin arkadaşın diye bilmediğin işlere el atıyorsun. Onlar bana ait, benim duygularım nasıl yapabilirsin? Hem beni hem de onu kandırdın biliyor musun? Lütfen yanımdan gider misin? Ne yaptığını iyice düşünmelisin. Sonra benimle görüşebilirsin.

Mehmet: Nasıl gideyim olur mu öyle şey yapma lütfen! Sanki ihanet ettim sana .

Melis: Arkadaşına asıl ihaneti yaptın ve onu daha zor bir duruma yönlendirdin. Bil bunu anla!!

Bu durumu iyice kavrayıp öyle gel bana!

Hoşçakal

!!!!!!!

Sevilay BALCI KILIÇ

Popüler